Cemaat vakıflarına bırakılan mallarla ilgili Anayasa Mahkemesi’nden ihlal kararı
Anayasa Mahkemesi (AYM), vasiyetle cemaat vakfına bırakılan ancak Hazine adına tescil edilen taşınmazın iadesi talebinin reddedilmesini mülkiyet hakkının ihlali olarak değerlendirdi.
Resmi Gazete’nin bugünkü sayısında yer alan karara göre Ermeni asıllı AH, 1968 yılında İstanbul’daki taşınmazını vasiyetiyle Yedikule Surp Pırgiç Ermeni Hastanesi Vakfı’na bağışladı. Yargıtay’ın 1974’te hukuken mümkün olmayacağı kararı üzerine cemaat vakıflarının vasiyet yoluyla taşınmaz edinmeleri için AH, taşınmazlarını AK ve S.Ö.’ye sattı.
AH’nin 1976’da ölümü üzerine Hazine, satışın muvazaalı olduğu iddiasıyla taşınmazın Hazine adına tescili için dava açtı. Mahkeme, Hazine’nin açtığı davanın kabulüne karar verdi.
2008 yılında çıkarılan 5737 sayılı Hazine adına tescil edilen taşınmazların cemaat vakıflarına iadesine ilişkin Kanun üzerine vakıf, cemaat vakıflarına vasiyet veya bağış yapılmasına rağmen mal edinilemediği gerekçesiyle cemaat vakıflarına dava açmıştır. Tapu iptali ve tescili için Hazine İstanbul 15. Asliye Hukuk Mahkemesi, Yargıtay’ın bir önceki davada vasiyetnamenin iptal edildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verdi.
Karar üzerine Yedikule Surp Pırgiç Ermeni Hastanesi Vakfı, Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulundu.
Başvuruyu görüşen Yargıtay, Anayasa’nın 35’inci maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiğine karar verdi. İhlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için karar örneğinin mahkemeye gönderilmesine karar verildi.
Kararın gerekçesinden
Anayasa Mahkemesi kararında, başvuruya konu taşınmazların Hazine adına tescil edilmesinin temel sebebinin, cemaat vakıflarının vasiyet yoluyla dahi mal edinemeyeceklerine ilişkin düzenleme olduğu belirtildi.
AH’nin vefatının ardından açılan ilk davada vasiyetnamenin iptaline karar verildiğini, 2008 yılında yapılan kanun değişikliği ile Hazine adına kayıtlı taşınmazların cemaat vakıflarına iadesine izin verildiğini hatırlatan kararda, şöyle devam edildi: “Yargıtay’ın vasiyetin iptaline dayalı yorumu, söz konusu imkanın getirilmesi amacı ile açık bir çelişki içindedir. Şunu belirtmek gerekir.” değerlendirmesine dahil edilmiştir.
Kararda, “Yargıtay’ın 1974’teki kararının hak ihlallerine yol açtığı” tartışmalarının daha önce gündeme geldiği belirtilirken, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) karara yol açtığı bildirildi. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne aykırıdır.
Konuyla ilgili 2008 yılında yapılan yasal düzenlemenin amaçlarından birinin de vasiyetnamelerin geçersizliği nedeniyle Hazine’ye devredilen taşınmazların iadesini sağlamak olduğuna işaret edilen kararda şu ifadeler kullanıldı:
“Yargıtay’ın bu yorumu, kanun koyucunun amacına açıkça aykırıdır. Bir ihlali ortadan kaldırmak ve hak vermek amacıyla çıkarılan bir kanunun yorumlanması, öngörülebilirlik ilkesine açıkça aykırıdır.